Damlataş Mağarası

Damlataş mağarası, 1948 yılında Alanya iskelesi yapılmak üzere taş ocağı olarak kullanılan alanda patlatılan dinamit sonrası tesadüfen bulunmuştur. Patlamadan sonra açılan delikten içeri bakanlar gördükleri muhteşem güzellik karşısında hayrete düşerler ve dinamitleme işini başka tarafa kaydırırlar. Mağara içerisinde yapılan incelemeler neticesinde mağaranın tahmini on-onbeşbin yılda oluştuğu tahmin edilmektedir. Alanya bölgesinin yoğun yağmur yağışlı olması mağaranın oluşumunda zaman bakımından çok etkili olduğu anlaşılmaktadır. Yağan yağmurların bir kısmı gaz bir kısmı karbonikli su içermesinden dolayı kireç taşı ve benzer maddeleri erittiği için kalker ve kireç taşından oluşan bölgelerdeki mağaralarda boşluklar oluşur. Bu şekilde erime devam ederken meydana gelen büyük boşluklar ve bu boşluklarda tavandan sızan damlacıklar donarak aşağı doğru sarkar. Damlanın düştüğü yerde de donma olayı meydana geldiği için aşağıdan yukarı dikitler, yukardan aşağı sarkıtlar meydana gelir. Meydana gelen bu sarkıt ve dikitler bir süre sonra uzayıp birbirleri ile birleşmesinden meydana gelen doğal bir sütün oluştururlar. Bu damlama özelliğinin yoğun olmasından dolayı bu mağaraya Damlataş mağarası adı verilmiştir.
Mağaranın ilk girişinde yaklaşık olarak 25-30 metre uzunluğunda, 13-14 m çapında ve 15 m yüksekliğinde silindir biçiminde bir boşluk ve bu boşluğun içerisinde insanı büyüleyen muhteşem güzelliklerde bin bir renkte sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Ayrıca tahmini onbeş bin senede oluştuğu tahmin edilen sütünlar bulunmaktadır. Damlataş mağarasının bir diğer özelliği ise yaz kış içerdeki sıcaklık 23.3 derece, mutlak rutubet 19.6 derece, nispi rutubet %98 dir.
Damlataş mağarasında yapılan incelemeler neticesinde; mağaranın astıma iyi gelen dört özelliğinin bulunduğu tesbit edilmiştir. Normalden sekiz on kat daha fazla karbondioksit, yüksek oranda nemin astıma iyi geldiği, alçak sükunet ve radyoaktivite gibi unsurların da astıma yardımcı faktör olduğu tıbben kabul edilmektedir. Damlataş mağarasına tedavi amacı ile gelen ziyaretçiler iki katlı olan mağarada ilk günlerini üst katta geçirerek ortama alışırlar. Bu alışma günlerinden sonra merdivenlerden aşağı inerek burada bulunan ziyaretçiler için hazırlanan banklarda oturup tedaviye devam ederler.